İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Obama’nın zoruyla Başbakan Erdoğan’ı arayıp “özür” dilemesinin hedefini en iyi Aslı Aydıntaşbaş’ın sevinç çığlıkları açıklıyordu.
Haber duyulduğu anda Aydıntaşbaş’ın sosyal medyaya şu sevinç mesajı düştü: “Müthiş bomba!İsrail-Türkiye uzlaşının ilk somut sonucu: Esad bittin artık!”
Böyle anlarda gazeteci olduğunu da unutarak kılıç kuşanan Aydıntaşbaş’ı görenler, onun Suriye’ye sefere çıkacak orduya komutan olmak istediğini sanır!
İşin bir diğer ilginç yanı ise Türkiye-İsrail ittifakının İslamcı çevrelerde yarattığı mutluluk tablosuydu! Meğer kapının eşiğinde 3 yıldır, İsrail’in “dostluğunu” ve el uzatmasını bekliyorlarmış!
*** *** *** Obama’nın kurduğu üçgen : BOP ittifakı!
21 Mart’ta Öcalan “genişletilmiş Misakı Milli” diyor, 22 Mart’ta da İsrail özür diliyordu. Buna aynı hafta içinde Ergenekon davasında savcının mütalaasını açıklamasını, Uludere Raporu’nun yayınlanmasını, KCK’ye bindirilmiş MİT soruşturmasının düşürülmesini ve SUKO’ya Başbakan seçilmesini de ekleyin. Bunun tesadüf olduğunu bir tek kendini “nesnel ve tarafsız gazeteci” diye pazarlayanlar savundu elbette...
Oysa her şey ortadaydı : ABD yeni bir Ortadoğu için Arap-Fars hattına karşı bir Türk-Kürt ittifakı inşa ediyor, bu ittifakın arkasına da Yahudi desteği ekliyordu! Daha da somutlarsak, ABD, İran-Irak-Suriye-Lübnan hattına karşı Türkiye-Kürdistan-İsrail hattı inşa ediyordu!
Yani yeni Ortadoğu için bir BOP ittifakı kuruluyor ve İsrail’in özrüyle de maskeleniyordu!
Yani ABD’nin “3 İsrail Planı” bu kez Erdoğan-Öcalan-Netahyahu üçlüsü üzerinden uygulamaya dökülüyordu : 1.İsrail, İsrail’in bizzat kendisi. 2. İsrail, Büyük Kürdistan. 3. İsrail, Küçültülmüş Türkiye!
*** *** *** 1.İsrail : İsrail!
Washington, İsrail’in ABD’yi yönettiği masalının tedavülde olmasından ziyadesiyle memnundur. Böylece bir emperyalist devlet olarak İslam dünyasından gelen tepki oklarını tek başına değil, Yahudilerle paylaşmış oluyor.
ABD ile İsrail arasındaki ilişkiye dair en güncel tarif, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’dan geldi : “İsrail, ABD’nin sahip olduğu en ucuz ve en iyi savaş gemisidir. Batırılmasına asla izin vermeyiz.“
Bu bakış açısı salt yeni ABD yönetiminin değildir kuşkusuz. Örneğin ABD Savunma Bakanı Alexander Haig de yıllar önce benzer bir niteleme yapmıştı : “İsrail, ABD’nin sahip olduğu en güçlü ve büyük uçak gemisidir. Üstelik üzerinde bir tek Amerikan askeri yok.”
Nitekim İsrail’in kuruluş sürecindeki kimi analiz ve raporlarda da bu ülkenin ABD’nin Ortadoğu’daki çıkarlarının bekçisi olacağı vurgulanmaktaydı.
*** *** *** 2. İsrail : Büyük Kürdistan!
Öcalan’ın “genişletilmiş Misakı Milli” dediği, “demokratik modernite sistemi” ile yönetilen Ortadoğu Konfederasyonu’dur. Öcalan’ın kimi kitaplarında da yer alan bu kavram, dört parçadaki Kürtlerin birleştirilmesini hedeflemektedir.
AKP Hükümeti ise bu konfedere yapıyı, “Kürtlerle birleşerek genişlemek” şeklinde savunmaktadır. Kuzey Irak’ın Türkiye tarafından himaye edilmesi anlamına gelen bu ittifak modeli, Erbil’i Bağdat’tan koparma girişimi olarak son iki yıldır zaten uygulanıyor. Kerkük petrolleri ise bu himaye planının en önemli havucu...
Öcalan ya da Erdoğan nasıl ifade ederse etsin,projenin sahibi olduğu için ABD’nin tanımı esastır. O tanıma göre de Irak’ın kuzeyindeki yapının,Suriye’nin kuzeyinden Akdeniz’e açılması ve Türkiye’nin güneydoğusu ile birleşerek Büyük Kürdistan’a dönüşmesidir ana hedef.
Diyarbakır başkentli bu yapı ABD’nin 2. İsrail’i olarak karakol görevi görecek ve İran operasyonlarında rol alacaktır.
*** *** *** 3. İsrail : KüçükTürkiye!
Her ne kadar proje “Türkiye’nin Kürtlerle büyümesi” diye pazarlanıyorsa da, fiiliyatta ilk iki İsrail’in büyümesi, Türkiye’nin küçülmesi anlamına gelmektedir.
Türkiye önce Kürdistan’la bir sınır genişlemesi yaşayacak ama sonra kendi içinden bir parçanın da diğerlerine eklemlenmesi ve bu yapının bağımsızlığa gitmesiyle küçülecektir!
Hep sorulur: Madem proje ABD’nin, Washington neden en önemli müttefikini parçalasın ki? Yanıtı pratiktedir. Bu haliyle Türkiye, ABD için her zaman tam denetlenme konusunda risk taşımaktadır.
12 Mart’ta, 12 Eylül’de darbe yaptırdığı ordu,15 yıl sonra ABD çıkarlarına aykırı davranabilmektedir. 28 Şubat sürecinde Pentagon belgelerinde yer alan “Türk ordusu hizadan çıktı” saptaması çok öğreticidir.
Yani ABD, içinden Kürdistan çıkartarak küçülteceği Türkiye’yi daha iyi kontrol edilebilir bulmaktadır. Küçük Türkiye ABD planlarına direnemeyecek ve örneğin geçmişte Irak’a sürülemeyen Türk Ordusu bu kez İran’a karşı sürülebilecektir.
*** *** *** Bölgesel güvenlik problemi!
ABD’nin İran-Irak-Suriye-Lübnan hattına karşı inşa ettiği Türk-Kürt-Yahudi ittifakı kuşkusuz halklar düzleminde değil, yönetenler düzlemindedir. Yeni bir Ortadoğu adına halkları boğazlaşmaya götürecek bu süreç hâlâ durdurabilir.
Bu zincirin kırılabileceği halka ya da çözülecek düğüm Türkiye’dedir! Bölge için çok ciddi bir güvenlik problemi haline gelen AKP Hükümeti durdurularak akacak kanın önüne geçilebilir! Bu da AKP’nin karşısına bir devrimci merkez inşa ederek olur ancak!