Hükümet sözcülerinin sürece itiraz edenleri “terör örgütünün silah bırakmasından rahatsızlar”, “terör bitmesin istiyorlar” gibi ucuz ve çapsız polemiklerle suçlamasına kuşkusuz değinmeyeceğiz. Ancak Akil Adam Fuat Keyman’ın “Çözüm süreci Türkiye’yi güçlendirir” tezini mutlaka incelemeliyiz.
‘Türkiye’yi Kürtler’le büyütmek’
Fuat Keyman, “Çözüm süreci Türkiye’yi zayıflatıyor mu?” başlıklı makalesiyle, Akil Adam olarak görev yaptığı Ege bölgesinden gelen bu yöndeki sorulara yanıt vermiş. (Milliyet, 11 Mayıs 2013)
Keyman, dışarıda ise içerideki bu endişenin tersinin geçerli olduğunu savunuyor: “Çözüm süreci, Türkiye içinde, belli bir kesim tarafından, Türkiye’yi zayıflatıcı bir gelişme olarak algılanırken, Türkiye dışındaysa, Türkiye’yi bölgesel düzeyde güçlendirecek ve zenginleştirecek bir gelişme olarak algılanıyor.”
Keyman bu “saptamasını” son bir ayda çözüm sürecini konuşmak üzere gittiği ABD’deki düşünce kuruluşu temsilcilerinin, akademisyenlerin ve gazetecilerin şu iki başlıkla özetlenen görüşlerine dayandırıyor: “Türkiye ve Kürtler işbirliği; Ortadoğu’da değişen denklem”, “Türkosfer: Türkiye, Kuzey Irak ve Suriye arasında ekonomi, enerji zenginlik ve etki alanı.”
Nitekim içerideki aktörler de “çözüm sürecini” zaten benzer şekilde, “Türkiye’yi Kürtlerle büyütmek”, “Ortadoğu’daki sınırları anlamsız hale getirmek” gibi sözlerle savunuyorlar.
Şimdi burada duralım ve önemli bir ismin söylediklerine bakalım:
Baş akil adam: David Phillips
David Phillips ismini anımsayacaksınız. Birincisi “Kürt Açılımı” için Ankara’ya hazırladığı 2007 ve 2009 raporlarıyla, ikincisi de “Ermeni Açılımı”nın mimarı olarak Türkiye-Ermenistan uzlaşma toplantılarına “liderlik” yapmasıyla gündeme gelmişti.
Hürriyet’ten Tolga Tanış, kendisiyle “çözüm sürecini” konuşmuş. Phillips’in ne dediğine geçmeden önce, “çözüm sürecinin” mimarlarından biri olduğunu, sık sık Ankara’ya geldiğini, AKP Hükümeti’ne akıl hocalığı yaptığını özellikle belirtelim. Zaten kendisi de Hürriyet’le söyleşisinde hem hükümetle hem de Akil Adamlarla düzenli temasta olduğunu açıklamış. Yani kendisini Baş Akil Adam sayabiliriz.
İşte bu David Phillips, lafı dolandırmadan AKP-PKK “çözüm sürecinin” sonucunu ilan etmiş: Türkiye ve Kürdistan konfederasyon olacak! (Hürriyet, 11 Mayıs 2013)
Kuşkusuz Aydınlık okurları için bu yeni ve bilinmeyen bir şey değil. Aydınlık 1986’dan beri, ABD’nin esas hedefinin bu olduğuna dikkat çekiyor; emperyalizmin Irak’a iki saldırısını da, Türkiye’ye 2001 darbesini de, Suriye’ye abanmasını da bu ana hedefin gereği olarak görüyordu. Aydınlık bunu ABD’nin Ortadoğu için hazırladığı analizlerini, dış politika belgelerini inceleyerek öngördü.
Türkosfer ya da Kürt koridoru
Dönelim tekrar Fuat Keyman’ın “Çözüm süreci Türkiye’yi zayıflatmayacak, tersine güçlendirecek” tezine…
Keyman bu tezini neye dayandırıyordu? David Gardner’in ortaya attığı Türkosfer kavramına, yani “Türkiye, Kuzey Irak ve Suriye arasında ekonomi, enerji zenginlik ve etki alanı” kurulmasına!
Biz de zaten Amerikan belgelerine dayanarak hedefin Kürt Koridoru olduğunu, Washington’un Irak’ın kuzeyinde 20 yılda inşa ettiği Kürt Devleti’ni şimdi Suriye’nin kuzeyinden Akdeniz’e açmak istediğini, bu operasyonun alt yükleniciliğini AKP ile PKK’nin yapacağını, bu nedenle bir sözde “barış sürecinin” başlatıldığını önemle belirtiyoruz.
Bilgilerin buraya kadarı bizim için de, Fuat Keyman, David Gardner ve David Philips için de geçerli… Ancak mesele asıl bundan sonra başlıyor.
Büyük Kürdistan küçük Türkiye demektir
Kuşkusuz buraya kadarıyla baktığınızda ve ortada hiç engel olmadığını varsaydığınızda, “teknik olarak” AKP sözcülerinin de belirttiği gibi Türkiye Kürtlerle büyümüş olur! Çin, Rusya ve İran’ın görmezden geldiğini ve Irak ile Suriye’nin topraklarına el konulmasını sessizce izlediğini varsayarsak, 780 bin km karelik ülke toprakları Irak’ın kuzeyi ve Suriye’nin kuzeyi ile hızla genişlemiş olur!
Diyelim ki oldu ve Kürtler emperyalizmin Ortadoğu’daki kurşunu olmaya, Türk Ordusu da AKP’nin aldığı enerji rüşveti karşılığında boru bekçiliği yapmaya ve komşularına zor kullanmaya razı oldu… Peki ya sonrası?
İşte Fuat Keyman, David Gardner ve David Phillips’in şimdilik hiç değinmedikleri gerçek sonrasında başlıyor: Türkiye’yle konfederasyon kuracak Türkiye, Irak ve Suriye Kürtleri, Büyük Kürdistan olarak bağımsızlık ilan edecek!
Yani Türkiye önce Kürtlerle “teknik olarak” büyüyecek ama sonra Diyarbakır merkezli Büyük Kürdistan’ın kopmasıyla küçülecek!
“Barış”, “çözüm”, “terörü bitirmek” gibi palavraların arkasındaki çıplak ve yakıcı gerçek budur: Büyük Kürdistan, Küçük Türkiye demektir!