Eşbaşkan Erdoğan, “Helalleşelim” dedi. Ortadoğu-Balkanlar-Ortadoğu-Afrika’nın tek politik figürü emreder de, kim bu emrin karşısında durabilir. Biz de “Emr-ü Ferman Yüce Eşbaşkan’ındır” dedik ve helalleşmek için bir PKK’lı aramağa başladık.
Bir iş yapacaksak “adam gibi” yapalım, cani Öcalan’la görüşelim diye düşündük ama İmralı’ya sadece “Vatan ve Türk Milleti Düşmanları” gidebiliyormuş. Kürtçüsever MİT Müsteşarı ile de tanışmışlığımız yok ki bize torpil yapıp “Apocuk” ile görüştürsün. Ben de sanal ortamda PKK’lı Murat Karayılan ile görüşmek için, yeni Kürtçü Serdar Ortaç’tan destek istedim. Bülent Ablası ile Orhan Babasına sorup bana dönecekmiş!
Baktım olmuyor, ben de elindeki meşe dalını hükümete batırmakla tanınan kod adı “Çıyan Osman” ile helalleşmek istedim;
RS: Heval Osman, elindeki silahı bırak, konuşalım. ÇO: Silahı bırakmam. Önderlik, sustur dedi, biz de şimdilik susturduk. RS: Elinde silah varken nasıl sarılacağız? Böyle kardeşlik olur mu? ÇO: Biz, TC Askeri-Polisi silah bırakmadan, silahlarımızı bırakamayız. Ayrıca geri çekilme için TBMM Kararı isteriz. Olmazsa olmaz. RS: Olmazsa ne olur? ÇO: Gene savaşırız, ama bu defa şehirlerde daha büyük eylem yaparız. RS: Yahu Çıyan, sizin Özerklik-Kendi Ordunuzu kurmak- Vergi toplamak gibi istekleriniz vardı. Ne oldu onlara, hiç gündeme getirmiyorsunuz? ÇO: Bize şimdilik sessiz olun dendi. Önce Anayasa’dan Türklüğü- Türk Milletini çıkaracağız, yeni ortağımızı “Başkan” yapacağız, onlar daha sonra. Adım-adım gidilecekmiş! RS: Yeni ortağınız kim? ÇO: Kim olacak Keko. Önder Apo’nun yeni ortağı Tayyip’tir. Değil? RS: Peki Çıyan madem helalleşeceğiz sana toptan sorayım sen tek-tek cevap ver;
-Niçin 54 bin insanın ölümüne sebep oldunuz? -Mademki beraber yaşayacaktık, 400 Milyar Dolarımızı niçin heba ettiniz? -Niçin Türk Bayrağını asmıyorsunuz? Türk Bayrağını neden yakıyorsunuz? -Bunları sözüm ona özgürlük adına yaptığınızı söylüyorsunuz ama niçin uyuşturucu kaçakçılığı yapıp, on binlerce genci zehirlediniz? Niçin hala kaçakçılığa devam ediyorsunuz? -Niçin kendi Kürt kökenli insanlarınızı kaçırıp, böbreklerini-organlarını para karşılığı sattınız? -Niçin yabancı istihbarat örgütlerinin tetikçiliğini yaptınız? -Beraber yaşayacağınız doktorları-öğretmenleri-mühendisleri-işçileri niçin öldürdünüz? -Türk Devletinin Askerine-Polisine kurşun sıkarsınız da, niçin sizleri asırlardır sömüren Toprak Ağalarının-Aşiret Reislerinin önünde el-pençe divan durursunuz? - Önderiniz Öcalan’ın “Yoğunlaştırma Evinde” Kürt kızlarına tecavüz etmesini nasıl kabullenirsiniz? - Türkiye’den “Ana dilde eğitim” adı altında Kürtçe eğitim ve öğretim istiyorsunuz da, gerçek önderiniz Barzani’nin Kuzey Irak’ta “Tek Eğitim ve Resmi Dil” olarak sadece Soraniceye izin verdiğini niçin söylemiyorsunuz? Sizler Zaza ve Kurmançi lehçesini konuşanlar, Soranice konuşanlarla nasıl anlaşacaksınız? -Siz “Demokrasi” , “Eşitlik” , “Özgürlük” için silaha sarıldık diyorsunuz. O halde Kürt kadınlarına neden köle muamelesi yapıyorsunuz? -“Töre Cinayetleri” dediğiniz ilkellik ve insanlık suçu neden hep sizde olur? -İçinizden bir tane olsun “Kürt Aydını” çıkıp da, Barzani’nin “Bir erkek 4 kadın alabilir” diye yasa çıkarmasını eleştirmez?
Bak Heval Çıyan; De ki seninle helalleştik, yarın “Biz Ayrılmak istiyoruz” demeyeceğinizin garantisi nedir? Başka PKK’lar, başka Caniler çıkmayacağının garantisi var mıdır?
Dünyanın her yerinde bir kural vardır Çıyan; Elinde silahı bırakmayan terör örgütü ile hiçbir devlet müzakere etmez. Silahlı teröristle müzakere eden devletin de iki yakası bir araya gelmez. Silahı bırak, Türk Devletinin Adaletine teslim ol, adam öldürdüysen-suç işlediysen hesabını ver. Türkiye’de demokratik yönden hak arama yollarındaki tıkanıklıkları beraberce açalım. Ülkemizi beraberce büyütelim, çocuklarımıza daha zengin, daha güçlü bir Türkiye bırakalım.
Heval Çıyan; Sen bu “Akıl” ve “Barış” yolunu istemiyorsun. Patronlarınız da istemiyor. O zaman elinden geleni ardına koyma be Heval. Fakat sen de başına geleceklere razı olacaksın. Çünkü bu defa karşında tümüyle Türk Milletini bulacaksın…