Amerikan CNN televizyonuna konuşan Obama, uluslararası kamuoyunun Suriye’de “kimyasal silah” kullanımıyla ilgili daha fazla delile ihtiyaç duyduğunu söylemiş.
Tıpkı “Ergenekon Davası” açılmadan önce Abdullah Gül’ün, “Delillendirin ve bir savcı bulun” talimatında olduğu gibi… Mesajı alan ÖSO, Şam yakınlarında “kimyasal silah” kullanarak istenen delili yaratmaya çalıştı… Fakat kimyasal silahlar konusunda yeterli bilgileri olmadığı için foyaları erken ortaya çıktı!.. Ne var ki, herkesten önce, Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu, Alman meslektaşı Westerwelle ile yaptığı basın toplantısında, Suriye’de kırmızı çizginin aşıldığını söyleyerek, diplomatik bir skandala imza attı… Nitekim Rusya, uydu görüntüleri ile söz konusu saldırının muhalifler tarafından yapıldığını kanıtladı!.. Zaten ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jen Psaki de “Şu an için kimyasal silah kullanıldı diyemiyoruz” diyerek, Davutoğlu ile aynı görüşte olmadığını açıklayıp, Türkiye’ yi daha da zor durumda bırakmıştı!..
Unutmamak gerekir ki, geçen aylarda Emniyet birimleri Türkiye’deki Suriyeli muhaliflerin elinde 2 kg sarin gazi bulmuştu!..
Gel gör ki, ülkemizi bu kadar gülünç duruma düşüren AKP iktidarı, pişkinliğe vererek ve “iki kişiden biri”ne güvenerek yoluna devam edebiliyor…
Irak’ın işgal edilmesinden önce de ABD, Irak’ın elinde kimyasal silahlar var ve bu nedenle Saddam komşu ülkelerin sivil halkları için tehlikeli olabilir diyerek, uluslar arası kamuoyu aldatılmış ve bu yalanı bahane ederek Irak’ın işgaline zemin hazırlamıştı. CIA’nın uydurduğu bu gerçek dışı bilgiye göre, Irak’ı işgal eden ABD’ye, uluslar arası kamuoyu neredeyse tepkisiz kalmıştı. İşgalden sonra Irak ordusunun elinde kimyasal silah olmadığı anlaşılmış ve ABD “CIA bizi yanılttı” diyerek bu olayı geçiştirmişti… Irak’ın işgalindeki tek delil CIA’nın o raporuydu. Şimdi ise Obama “kimyasal silah” kullanıldığına dair “daha fazla kanıt” hazırlanmasını istiyor… Aynı yalan ile Suriye’ye saldırmak pek kolay görünmüyor. Kimsenin kuşkusu olmasın istenen delilleri CIA yine yaratabilir. Bunun için “görev”e hazır terör örgütleri zaten ÖSO’nun içerisinde. İşin ilginç yanı, Obama aynı konuşma içerisinde “Uzun vadede ulusal çıkarlarımızın ne olacağını stratejik olarak düşünmemiz gerekir” diyerek, Suriye olayına ABD çıkarları açısından baktığını da itiraf etmiştir… Zaten Büyük Ortadoğu Projesi de ABD’nin ulusal çıkarlarına göre düzenlenmiştir… Bizim Dışişleri Bakanı sanki ABD’nin bakanı!..
*** *** ***
Bu arada Irak makamları, Türkiye’nin teröristlere destek verdiğine ilişkin ellerinde belge olduğu iddiasını CHP heyetine iletmişler. Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı Faleh Feyyaz, “Biz Türkiye’ye koca bir işbirliği kapısı açıyoruz. Ama onlar kapı yerine pencereden, bacadan girmeye çalışıyorlar” demiş. “Türk hükümetin’in izlediği politika terör örgütlerini ortaya çıkarıyor. Bizim için de rahatsızlık verici. Beşşar Esad’ı ne pahasına olursa olsun devirmeye çalışmak için terör örgütlerini desteklemek akıllıca değil” diyen Feyyaz, AKP hükümetinin El Kaide‘yi kullanarak Esad’ı yok etmeye çalıştığını söylemiş… AKP hükümetinin, devletleri bırakıp terör örgütleri ile iş kotarmasına “iki kişiden biri” ne diyor?.. Çok merak ederim…
*** *** ***
Rabia selamı verenleri rabia işareti ile selamlayan ve “Mısır’daki darbenin arkasında İsrail var” diyen Recep Tayyip Erdoğan’a, Mısır Cumhurbaşkanı Sözcüsü Ahmet El Müslümani El Masri, “Batılı bir ajandan vatanseverlik dersi almaya ihtiyacımız yok” diyerek çok sert ve diplomatik dil dışında bir yanıt vermiş… Aynı şekilde İsrail’in eski Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, “Erdoğan’ın nefret dolu ve kışkırtıcı sözlerini duyan, bu sözlerin Goebbels’in halefinden geldiğini düşünür” diyerek, Erdoğan’ı Hitler’in propaganda şefine benzetmiş!.. “İki kişiden biri” yaşanan bu gelişmelere rağmen, hala Erdoğan’ın kendilerini temsil ettiğini savunuyor mu?
Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında konuşan Erdoğan, “Türkiye’yi, kendi ülkesini tüm dünyada karalamaya çalışanlara, kendi ülkesini şikayet edecek kadar alçalanlara, bu ülkenin ne kadar demokratik olduğunu bir kez daha göstermek zorundayız” diyerek, hükümeti şikayet edenlere “alçak” yakıştırmasını yapmış!.. Muhalefette iken, özellikle de “türban” konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne şikayet başvuruları yapan, aynı yolun yolcularını hedef aldığını sanmam. Zira onların arasında Bayan Gül de var!. O halde bu hakaretin muhatabı CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’dur!.. Yanıt vermekte neden gecikti, anlayamıyoruz!..
*** *** ***
Şanlıurfa’da Suriyelilerin barındığı çadırkentlerdeki Kuran kurslarında başarılı olan hafızlara ödül verme törenine, kamuflaj elbiseleri ile Özgür Suriye Ordusu militanları da katılmış. Başbakanının valisi Veysel Dalmaz, ÖSO’nun Suriye’de “cihad” yaptığını söyleyerek, onlar için dua yapılmasını istemiş!.. Ne vali ama değil mi?..
*** *** ***
İki yıla yakın Silivri’de tutsak kalan eski Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanı İsmail Hakkı Pekin, Aydınlık gazetesinin “Ergenekon davasını nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna, “Bir devletin ordusuna, böyle bir şey yapabileceği hiç kimsenin aklına gelmezdi. Türkiye’de birinci sorun PKK sorunuydu, bunun için Silahlı Kuvvetleri kontrol altına almak gerekiyordu. Dolayısıyla askeri vesayeti önlemek, silahlı kuvvetlerin siyasi nüfuzunu azaltmak için bir şeylere ihtiyaç vardı. Ergenekon bunun için yapılmış bir “tertip” şeklinde en doğru cevabı verdi!.. Dava tertip olunca, Savcıların Osman’ı da daha önce itiraf edip mahkum olduğu, Cumhuriyet Gazetesi’ne bomba atmak suçundan, yeniden yargılanıp beraat da ettirilir tabi!.. Pekin, “Sizin vücudunuzda başkasının kafası var, o kafayla düşünüyorsunuz” dedikten sonra, Türkiye’de CIA ve MOSSAD’ın çok geniş bir teşkilatı olduğuna inandığını ve içimizden bir sürü devşirilmiş insanın bu örgütlere “ajanlık” yaptığını söylemiş!..