CHP böyle iktidar olacaksa!Evdeki tadilat ve boya sebebi ile günlerdir gazetelerimi bile okuyamadım
sadece Halk ve Ulusal kanalı ve haberleri izleyebildim zaman zaman. Bu arada ancak iki yazı yazabildim acele ile.
Bugün Aydınlık’ın manşetini görünce ister istemez kendime zaman ayırmak durumunda kaldım.
Konu ve iddia çok önemliydi zira.
Gül+ Gülen+ Kılıçdaroğlu “Restorasyon hükümeti ”planı.
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek öteden beri yapılan söylentileri ciddi bir şekilde manşetine taşımış.
Haziranda başlayan halk hareketine karşın, Atlantik güdümlü hâkim sınıfların kapı arkalarında faaliyete geçtiklerini ve Abdullah Gül +Fethullah Hoca+ Kılıçdaroğlu işbirliği ile bir restorasyon hükümeti hazırlığında olduklarını bunun her köşede dillendirildiğini, AKP’nin yıkılmasına karşın ABD’nin başka seçeneğinin kalmadığını, Kılıçdaroğlu’nun devreye sokularak, Erdoğan’ın gönderileceğini, onun boşluğunu YCHP’ in dolduracağını yazmış.
Bu iddialar geçtiğimiz genel seçimlerden beri ortadadır.
Deniz Baykal’ın bir kaset olayı ile istifa etmeye zorlanması ve arkadan Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına getirilmesi, milletvekillerinin çoğunun bir başka merci tarafından belirlenmiş olması basında yer aldı.( Seçim çalışmaları yapan örgüt, halka bu vekilleri seçtirebilmek için epey dil döküp emek harcamıştı).
Buna inanmak zordu. Kılıçdaroğlu, Baykal tarafından önemli görevlere getirilen, yolsuzluk dosyaları ile kamuda adını duyuran ve sevilen bir kişiydi.
Ancak ne var ki başa geçer geçmez partiden ulusalcı kesimin uzaklaştırılması ve AKP ye karşı etkin muhalefet ortaya koymaması, çoğu kez sessiz kalması ve doğu kökenli milletvekillerinin CHP ideolojisine uymayan söylem ve tutumları geniş halk kitleleri ve de örgüt üzerinde soğuk duş etkisi yapmıştı.
Zamanla gündeme taşınan Kılıçdaroğlu ve bazı milletvekillerinin tutumları şayet bugün Doğu Perinçek’in iddiası doğrultusundaysa ve CHP bu şekilde iktidar olmayı düşünüyorsa derhal bundan vaz geçmelidir.
Ha Ali, ha Veli’dir çünkü. Erdoğan’ın partiden bertaraf edilmesi ile ne değişecektir? Bu plan Perinçek’in de dediği gibi Mustafa Kemal’in askeri tanımına giren milletin ve cumhuriyetin bütün güçleri hedefteyken Türk Milletine karşı bir plandır.
Atatürk’ün partisi CHP asla böyle bir plan içinde olmamalıdır.
Cumhuriyet Halk Partisi, YCHP olarak samimi ise halkın yanında olmalıdır. Bu plan karşı devrimin planıdır ve sadece AKP ‘in yenilenmesidir.
Başımıza ne geldiyse ABD ile Gül’ün dışişleri bakanlığı sırasında Colin Powell ile yapmış olduğu 2 sayfa 9 maddelik anlaşma yüzünden gelmemiş midir?
AKP, Devlet eliyle Kürdistan’ın kurulmasına veya Türkiye’nin parçalanmasına ortam hazırlamadı mı?
Erdoğan’ın gitmesi ile ne değişecek?
Kadro değişecek ama parti kalacaktır.
Doğu Perinçek yazısında “Restorasyon” adı verilen programın bir ayağı da “Müslüman İsrail ” adı verilen İbrani Kürdistan’dır. Var mısınız diye sormuş. Haksız mı?
AKP’nin Siyonist ve Emperyalist güçlerin ürünü olduğu, PKK konusunda açılımın arkasında duran Siyonist ve İngiliz, İsrail politikalarını takip ettiği söylentilerini beni aştığı için yorumlarınıza bırakıyorum.
*** *** ***
Bazı arkadaşlarım veya okurlarım Doğu Perinçek’in sözlerine hak vermemi ve yazılarımda genelde konu ettiğim için beni yadırgayabilirler. Hatta bazıları İşçi Partisini neden desteklediğimi sorabilirler.
Kimsenin aklında soru kalsın istemem. Ben yıllarını CHP ye vermiş aktif görevlerde bulunmuş bir CHP liyim. Lakin
CHP li olmam yanlışları görmezden gelmem, bu yanlışların içinde olmamı gerektirmez.
CHP Kılıçdaroğlu liderliğinde pasif muhalefetiyle yanlış bir tutum içinde olmuştur.
Eğer birileri doğruyu söyleyip eleştiriyorlarsa ve CHP den doğruları yapmasını halk adına istiyorsa bunu da görmezden gelemem. Bu Perinçek olur Ahmet, Mehmet olur, kaldı ki İşçi Partisi Lideri Perinçek’in demir parmaklar ardında, cumhuriyet ve Atatürk devrimleri için nasıl bir mücadele verdiğini hep birlikte görüyoruz. Partisinde her kademede örgütünün nasıl çalıştığını da görüyoruz. Cumhuriyet Halk partisinin bazı milletvekillerini tenzih ederek tekrar ediyorum, ana muhalefet görevini günümüzde İşçi Partisi üstlenmiştir. Yiğidi öldür ama hakkını ver derler buna. İşçi Partisinin ve TGB’ in tüm olanaksızlıklara rağmen iktidar ile nasıl mücadele ettiğini kimse inkâr etmesin.
Gönül isterdi ki Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun adli yıl açılış töreninde yaptığı konuşma gibi CHP liderinin de ciddi konular üzerine eğilmesi ve bunları halkla paylaşması yanı sıra, iktidardan hesap sormasını. Evet, hep bunu bekledik. Ama bir türlü kendisinden beklenen muhalefeti yapmadı ve yapmıyor. Bu da akıllara iddia olan duyumları getiriyor.
Ben şahsen kendi köşemden defalarca sayın genel başkana seslendim. Türkiye karanlık uçurumlara doğru gidiyor. Atatürk düşüncesinde olan partileri CHP şemsiyesi altında toplayın, öncü olun birlikten güç doğar. AKP ‘i ancak demokratik yollarla bu şekilde düşürebiliriz dedim. Nedense Sayın Kılıçdaroğlu aynı tutumunu devam ettirdi.
*** *** ***
İP Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, CHP Genel Merkezi’nde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya geldi. Türkiye’nin bir numaralı meselesinin AKP iktidarından kurtulmak olduğunu, bunun için de CHP, MHP ve İP’nin diğer küçük partilerin birlikte hareket etmesiyle “Milli Hükümet ya da Atatürk Devrimleri Hükümeti Planı” başlıkları altında güç oluşturmayı teklif etti.
Özbey’in sunduğu ittifakın çatı kuruluşunun CHP olacağı, ‘Koltuk ya da belediye sevdası içinde olmadıklarını’ ittifakın başlangıcı için CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun kamuoyu önünde tüm milli güçlere bir çağrı yapmasının yeterli olacağını da iletti.
Kılıçdaroğlu ‘AKP’den kurtulma’ hedefi doğrultusunda hareket etmesi gerekliliğini teyit etmiş. Ancak bunu kamuoyuna bir seçim ittifakı olarak sunmanın doğru olmayacağını da altını çizerek vurgulamış. Bir takım kaygıları varmış. Sözün kısası böyle bir güce kapıları kapatmış görünmüştü. Bunu basından öğrendik.
Bunu anlamakta inanın zorluk çekiyorum.
Neden?
Sayın Kılıçdaroğlu Abdullah Gül’ün yeniden adaylığına sıcak baktığını defalarca söyledi.
Buna da neden diyorum.
Neden, halkın seçeceği bir cumhurbaşkanı için koskoca CHP de bu görevi yürütecek değerli bir insan mı yok?
Neden ille de Abdullah Gül?
Bunu ya ben anlayamıyorum, ya da Kılıçdaroğlu’nun başka düşünceleri var.
Düşüncelerini örgüt ile ve de halkla paylaşmasını gönülden istiyorum. Hem bizlere sorulan sorulara yanıt vermemiz, hem de partinin emektarları olarak bunu bilmeye kendimizde hak gördüğümüz için.