Halk sözde siyasi partilerin yapmadıkları muhalefeti tüm Türkiye'de direniş merkezlerinde biraraya gelerek yapmaya başlamış ve duruma el koymuştur.
Muhalefet partileri halkın gerisinde kalmış işlevlerini yitirmiştir.
Bundan böyle CHP ve MHP'nin başındaki AKP'nin koltuk değneği konumundaki Amerikancı özel görevlilerden halkın istemlerine çözüm beklememek gerekiyor.
Yapılacak şey Tüm AKP karşıtı yurtsever-Atatürkçü anti-emperyalist milli güçlerin birliğini tüm şehirlerde sağlamak yapılacak eylemler için komiteler oluşturmaktır.Bu komiteler Ulusal Direniş Merkezi çerçevesinde hareket etmelidir.
Bu eylemlere toplumun çalışan tüm kesimlerinin aktif katılımı sağlanmalı,
Sivil itaatsizlik eylemleriyle hükümetin gayri meşru uygulamaları etkisiz hale getirilmeli,
Üniversiteler hükümet yıkılana kadar eylemlere destek olmalı,
Memurlar halkın direnişine aktif olarak katılmalı,
Tüm Liseliler de bu eylemlerde en ön sıralarda yer almalıdır.
*** *** ***
Halkın haklı şanlı direnişi bazı kişiler tarafından kirletilmeye çalışılmakta ve Soros ile bağlantılıymış gibi gösterilerek gözden düşürülmektedir.
Büyük kitle eylemlerinde eylemin başarısını ortadan kaldırmak için her zaman eylemi yolundan saptıracak kışkırtıcılar ortaya çıkar ve ellerinden gelen herşeyi elbette yaparlar.Bunlar sivil polis güçleri olduğu gibi iktidarın beslemesi vurucu faşist güçler de olabilir.
Bunlara karşı dikkatli olmak onları açığa çıkarmak ve etkisiz hale getirmek elbette gereklidir.Çünkü bu , eylemlerin doğru yönde ilerlemesi açısından hayati ölçüde önemlidir.
Fakat üç kışkırtıcıdan dolayı halkın haklı eylemlerini küçümsemek ve bunları özellikle yabancı güçlerin eseriymiş gibi dillendirmek halk düşmanı karşı-devrimci bir anlayıştır.
Böyle düşünenler yabancı ülkelerdeki kitle eylemlerini de Soros destekli olarak değerlendirmekteler halkların haklı mücadeleleri yok sayılmakta küresel güçler tanrılaştırılmakta ve onlara karşı halkların mücadelelerinin neredeyse zafer kazanmasının olanaksız olduğu algısı yaratarak onlara gönüllü hizmet etmektedirler.
Bu aydın görünümlü örgütsüz ve örgütlü olmamaya yeminli, kendilerini fasulyeden sayan, kibirli yazar-çizer tayfası kitle hareketlerinin düşmanlarıdırlar.Kitle hareketleri başarılı olduğunda da bu eylemleri örgütleyen örgütleri görmedikleri gibi son derece küstahça bu eylemleri de küçümserler.
Bunlar maalesef Atatürkçü görünümde saygın kişilerdir.Gerçek kimliklerini bir müddet gizlemişler ve Atatürkçülerin iyi niyetli yaklaşımlarından fırsatçı bir şekilde yararlanmışlardır.
Ayrıca kitaplar yazarak onları sömürmüşlerdir. Bu yazdıkları kitaplar adeta onlara dokunulmazlık da sağlamıştır. Bu dokunulmazlık onlara kitle hareketlerinin dışında kalmak ve örgütlenmemek özgürlüğü sağlamıştır.
Artık gönül rahatlığıyla emekliye ayrılabilir hiçbir örgüte üye olmadıklarından piramidin tepesinden herkese not dağıtmaya başlayabilirler.Ve Yaptıkları budur.
Sonuç olarak bunlar ne devrimci ne de Atatürkçüdürler.
Atatürkçülük onların ağzında sadece bir sakızdır. Atatürkçülüğün devrimci anti-emperyalist ruhunun zerresi onlarda yoktur.
*** *** ***
BOP Eşbaşkanlığı yıkılmaktadır !
Halk korku duvarlarını TGB'nin öcülüğündeki eylemlerle direne direne yıkmıştır.TGB her görüşten yüreği Türkiye ve Atatürk için çarpan yüzbinleri örgütlemiş onlara öncülük etmiştir.
İşte birilerinin ağzına almamak için özel dikkat ettiği veya ağzına aldığında sataştığı TGB! Atatürk'ün işte benim görmek istediğim Türk Gençliği diye Bursa Nutku'nda betimlediği TGB sadece Emperyalistleri ve onların yerli işbirlikçilerini değil yukarıda bahsettiğimiz aydın görünümlü kibirli "aydınlar"ı da rahatsız etmeye devam ediyor.
BOP Eşbaşkanlığı yıkılması için içte ve dışta şartlar elverişli durumdadır!
Ve doğru bir önderlikle devrim yolunda önemli bir kavşağı aşmamız mümkün görünüyor. Yerli işbirlikçilerin saltanatını yıkmamız çok uzak bir ihtimal değildir.
Avrupa ve ABD emperyalistlerinin dişleri her geçen gün teker teker dökülmektedir. Avrupa ve ABD çok büyük bir kriz içerisindedir. Dışarıda savaş çıkarmaları için güçleri yoktur içeride ekonomik-sosyal sorunlarla boğuşmaktadırlar.
Böylesi bir durumda BOP eşbanlığının arkasındaki güç sanaldır.2002 den beri akla hayale gelmeyen hileler ve SEÇSİS bilgisayar desteğiyle seçim kazanmışlardır ve gerçekte oy oranları yüzde 50 değildir. Bugün düzgün bir seçim yapılsa barajı geçemezler.
BOP Eşbaşkanlığının gücü tükenmiştir.Devletin kasasında para yoktur.Satılacak birşey de kalmamıştır.Ve en geç yılın sonuna kadar tüm dünyada şu ana kadar görülmemiş bir kriz yaşanacaktır.Türkiye'de memur ve emekli maaşlarının ödenememesi sözkonusudur.
Peki ne yapmalıyız?
Milli hükümet perspektifiyle tüm milli güçlerin milli merkez etrafında birleşmekten başka seçeneği yoktur.
Düzen partileri ile çözüm üretmek mümkün değildir.Bu partilerin milli programları yoktur. Bu açıdan CHP, MHP ve diğer partilerin tabanındaki tüm yurtseverlerin Milli Merkez'de birleşmekten başka seçenekleri yoktur.
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ABD'nin özel görevlileridir. Bunlar milli değildirler.Türkiye'nin biriken dev sorunları bu insanlarla çözülemez. Sistemin dışına çıkmak Atatürk gibi devrimci olmak zorundayız.Yoksa ya Emperyalizmin kölesi olacağız ya da başı dik onurlu bir millet olacağız.