Türk, Türklük, Ulus Devlet Tarihten Silinmek İsteniyor…AKP’ye, BDP’ ye göre Türk yok. Türklük yok. Ulus devlet yok.
Etnik gruplar var ve Türk de bu etnik gruplardan birisi…
Onun için “Ben Türk’üm, ben Türk vatandaşıyım” diyemezsin. Yasak.
AKP ile BDP el ele, sırt sırta verdiler bu sözcükleri ve kullananları sakıncalı ilan ettiler.
Türk, Türklük, ulus devlet, Türk vatandaşı tarihten silinmek isteniyor. Niçin?
Bebek katili APO böyle buyurmuş.
Terörist başı APO, “ulus devlet”e karşıymış. “Türk” sözcüğünden “Gıcık” kapıyormuş.
ABD, AB de karşıymış. Mollalar, Fethullah Efendi, Recep Tayyip Efendi, Abdullah Efendi de karşıymış.
Recep Tayyip Efendi, “Bizim temelimiz, anasırımız İslam’dır. Türkçülük ırkçılıktır. Ve biz bunu tarihten sileceğiz…” diyor. Onun için önemli olan “ulus” değil, ümmet; “vatandaş” değil, kul…
Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı ulusçuluğa ve ulusalcılara karşı savaş açmış. Gaziantep’de ulusalcılardan söz ederken, sanki düşman askerlerinden söz eder gibi konuşuyor: “Bu ülkede ulusalcı geçinenler önümüzü kesmeye çalıştılar, kesemediler, kesemeyecekler…”
Peki, nedir ulusalcılık?
Ulusalcılık, tam bağımsızlık demektir. Ulusalcılık dışa bağımlı olmayan milli sanayi demektir. Ulusalcılık ülke bütünlüğünü savunmak, demokratik, laik, sosyal toplumdan yana olmak demektir.
Ulusalcılık ADAM OLMAK demektir.
Ama ulus devleti savunmak suç artık. Ulusçuluk, ulusalcılık suç. Devletçilik suç.
AKP’ye göre ulusalcı olmayacaksın. Sömürgecilerle, vatan bölücüleriyle işbirliği yapacaksın.
Önüne geleni satacaksın, savacaksın. Özelleştireceksin. Onlara göre yurtseverliğin şartı kamu mallarını yabancılara, yandaşlara peşkeş çekmekten geçiyor çünkü.
Ormanları, fabrikaları, bankaları millileştirmeyi, devletçi ekonomiyi savunamazsın. Hele hele “Türk”ü, “Türklüğü”, “Türk vatandaşlığı”nı asla savunamazsın.
Ama “Kürt” diyebilirsin. “Ben Kürt ulusundanım” diyebilirsin. “Kürtçülük” yapabilirsin. Bağımsız, özerk bir Kürt devleti kurma girişimlerinde bulunabilirsin. Bu, herkese “ana sütü gibi helaldir.” Ulusalcılık haramdır. Diyarbakır Belediye Başkanı gibi Türkiye Cumhuriyetine “Hastir” çekebilirsin.
Obama’larla, Barzani’lerle, Talabani’lerle, APO’larla, cemaatlerle el ele, kol kola “Federe İslam Cumhuriyeti” yolunda yürüyebilirsin. Ümmeti, ümmetçiliği, sömürgeciliği, Türkiye vatandaşlığını savunabilirsin. Ama asla “Tam bağımsızlık”, ulus devlet ve Atatürk sözcüğünü ağzına alamazsın. Alırsan “darbeci”, “militarist” olursun, “milliyetçi” olursun, ırkçı olursun…
CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in başına gelenler senin de başına gelir. Tüm şeriatçılar, tüm liboşlar, tüm bölücüler sana cephe alırlar. Türk ulusunu, Türk vatandaşlığını, üniter yapıyı, ulus devleti savunduğun için seni ırkçılıkla, faşistlikle suçlarlar.
Sözlerini çarpıtırlar.
Ne demişti Sayın Birgül Ayman Güler:
“Türk ulusuyla, Kürt milliyetini bana eşit gördüremezsiniz…”
Koca koca köşe yazarları, anlı şanlı gazeteler, televizyonlar utanmadan, sıkılmadan, sayın milletvekilinin bu sözünü “Türk – Kürt birbirine eşit değildir”e dönüştürdüler.
Bu iki cümle anlam, öz ve biçim yönünden birbirinden tamamen farklı deyişlerdir.
Elbette “Türk ulusu ile Kürt milliyeti birbirine eşit” değildir. Ama Kürt Türk’e eşittir. Elbette bir ulus içinde etnik gruplar olabilir. Ama ülkeler etnik grupların değil, ulusların adlarıyla anılırlar.
Bizim ulusumuzun adı “Türk”tür. Bizi yeryüzünde Türk ulusu olarak bilirler, tanırlar.
Türk ulusu etnik bir yapıyla anlatılamaz. Türkiye sınırları içerisinde Kürt, Ermeni, Arap, Rum, Laz, Çerkez, Gürcü birlikte yaşarlar. Kimsenin kimseden bir üstünlüğü yoktur. Ama hepsi bir araya gelip Türk ulusunu ortaya çıkarırlar. Yani Yüce Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vurguladığı gibi:
“Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına TÜRK MİLLETİ denir.” Burada “TÜRK”, bir milletin adıdır. O milletin resmi dili ise Türkçedir.
Tıpkı Fransız Milletinde, İngiliz milletinde olduğu gibi.
Fransa Anayasası’nın 1. Maddesinde, “Fransa bölünmez, laik, demokratik ve sosyal bir Cumhuriyettir. Köken, ırk, din ayrımı yapmaksızın kanun önünde tüm yurttaşlar eşittir.” 2. Maddesinde ise “Cumhuriyetin dili Fransızcadır” der.
Bu nedenle kamuda, parlamentoda ve mahkemelerde Fransızcadan başka dil konuşulmaz. Kimse çıkıp da etnik kimlikleri ileri sürüp “Fransız’ım demek ırkçılıktır, biz bunu tarihten sileceğiz” demez, diyemez.
Kimse çıkıp da bizde olduğu gibi “Ben Kürt halkındanım”, “Ben Korsika halkındanım, Fransız halkını tanımıyorum. Ben Fransız’ım demek ırkçılık yapmaktır” demez, diyemez. Anayasa ve yasalar buna izin vermez.
Amerika, İngiltere ve Almanya’da da durum aynıdır. Onların da anayasalarında azınlıklara ait herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Her ABD vatandaşı, her İngiltere vatandaşı, her Alman vatandaşı sorulduğu zaman göğsünü gere gere “Ben Amerikalı’yım, ben İngiliz’im, ben Alman’ım” der ve kimse onu ırkçılıkla suçlamaz.
Ama Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına göre, “Ben Türk’üm” diyemezsin. Dersen ırkçı olursun.
Fransa’da, İngiltere’de, Amerika’da iktidarlar, kendi dillerinden başka etnik dilin kamuda, resmi dairelerde, mahkemelerde kullanılmasına izin vermezken, Türkiye’de etnik ve dinsel azınlıklara özgürlük istemekte, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine baskı yapmaktadırlar.
2008 yılında, Kendi ülkesinde anayasanın 2. Maddesindeki “Cumhuriyetin dili Fransızcadır” diyen maddeye “etnik dillerin de kültürel bir miras” olarak eklenmesine “bölücülük olur” diye şiddetle karşı çıkan Fransa yetkilileri öldürülen PKK’lı terörist kadınlarla olan diyalogunu açık açık tüm dünyaya ilan etmiştir.
Ülkemizdeki azınlıklara özgürlük istemek, emperyalist bir oyundur. Ülkeleri daha iyi sömürebilmek için parçalara ayırıp, sonra da talan etmenin emperyalist bir yöntemidir.
“Türk” ve “Türklük” yerine “Türkiyelilik”, “Türkiye vatandaşlığı” getirme çabaları emperyalizme hizmetten başka bir şey değildir.
Türk ulusu ile Kürt ırkını eşitlemeye çalışmak emperyalizme hizmetten başka bir şey değildir.
Türk adı bir ulus adıdır. Türk adı, bir ırk ya da etnik bir topluluk adı gibi kullanılamaz.
Türk adını bir etnik topluluk düzeyine indirmek isteyenler işte bunun için Anayasanın ilk üç maddesini değiştirmek istiyorlar.
Halkımız ve devrimci güçler Türk’ün, Türklüğün, Türk vatandaşlığının tarihten silinmesine asla izin vermeyecektir.
Bunu tarihte deneyenler çok olmuştur ama sonları hüsranla bitmiştir.