Türkiye’nin bir askeri işgale uğraması halinde, direnişi örgütlemek üzere Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından hazırlanan özel savaş planı ile bu planı uygulayacak binlerce görevlinin isim ve adresleri Malatya’daki Zirve Davası dosyasına konuldu.
Böylece yabancı servislerin Türkiye’nin direniş planlarını ve bu planlara göre görev yapacak sivillerin isimlerini ele geçirmesi sağlandı.
Aydınlık’ta yayınlanan habere göre planda sivillerin isim, adres ve şahsi bilgilerinin listesi ile direnişte kullanılacak silâh ve araçların gizlendiği yerler krokilerle gösteriliyor.
TSK’nın Kozmik Odası yani en büyük sırların, savunma planlarının saklandığı oda “Arınç’a suikast” bahanesi ile aranmıştı. Zirve Davası’nda deşifre edilen bilgilerin, bu aramada ele geçirildiği sanılıyor.
*** *** *** AKP iktidarının hedefi, zaten Türkiye’nin milli direncini çökertmektir. İktidar, Anayasa’dan Türk adını çıkarmak için barış adı altında PKK taleplerini yerine getirmeye çalışmaktadır. Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk gibi davaların düğmesine de 5 Kasım 2007’de Beyaz Saray’da Tayyip Erdoğan-George W. Bush görüşmesinde basılmıştır. Üstelik bu komployu öğrendiği ve açıklayacağından korkulduğu için öldürülen bir polis müdürü de var.. Emniyet Özel Harekât Daire Başkanı Behçet Oktay, Balyoz Davası’na delil teşkil etsin diye Zir Vadisi’ne silahları kimin, ne zaman gömdüğünü bildiği için öldürüldü. Behçet Oktay’ın ağabeyi Nezih Oktay, üst düzey bir emniyet yetkilisinin kendisine, “Behçet ölmeseydi ölümünden bir gün sonra Ergenekon’dan ifadeye çağrılacaktı” dediğini açıkladı
*** *** *** Milli direnci çökertme operasyonu, aydınlara suikast ile başlamıştı aslında.. Evinin önünde öldürülen Necip Hablemitoğlu’nun yakın arkadaşı Emin Gürses, olaydan sonra sorularımı cevaplandırırken “Öldürülecek Atatürkçü aydınlar listesinden Necip Hoca’nın haberi vardı. Erol Manisalı, Oktay Sinanoğlu gibi isimler var listede, Beni de ’kendine dikkat et’ diye uyarmıştı, ama onu katlettiler. Ankara’da Türk ve Türkiye karşıtı bir çete var. Ellerinde öldürülecek kişilerin listesi var ama ülkenin milli güçleri susuyor” demişti.
Gürses, “Emniyet’in elinde listeler dolaşıyor. Bu listelerde milliyetçi, ulusalcı aydınlar var. Burada iki ihtimal var. Birincisi Emniyet, bu listeleri, aydınların tehdit altında olduğunu tespit ederek bizzat kendisi hazırlamıştır. İkincisi, ’Kuzey Irak’a Amerikan operasyonu yapılacak, Türk aydınları buna karşı muhalefet edemesin, ses çıkaramasın, konuşmasın diye listeler hazırlanmıştır” diye konuşmuştu.
Sonradan, o listelerin; tutuklanacak aydınlar listesi olduğu anlaşıldı. Veya, kamuoyundaki tepkileri görerek, aydınların öldürülmesinden vazgeçtiler, işi tutuklamaya ve itibarsızlaştırmaya çevirdiler. Nitekim Emin Gürses de tutuklandı ve bir süre sonra serbest bırakıldı. Ancak Emin Gürses’in tutukluluğu dışarıda da devam ediyor ki artık hiçbir yerde konuşmuyor!
*** *** *** 2003 yılında, Kuvayi Milliye şeklinde bir örgütlenme fikri doğduğu için bazı istihbarat organları hemen bu gelişmeyi de yönlendirmeye girişmişti. Kuvayi Milliye’den bahsedenlerin içine soldan da sağdan da nüfuz ettiler ve yönlendirmeye başladılar. Bu adamların hedefi, ülkenin, direnç gücünü ortaya koyabilecek bütün aydınları isim isim, adres adres tespit etmekti. Bu durumu görerek bu sütundan herkesi uyarmıştım ama dinleyen olmamıştı.
Türkiye’nin direnç gücünü kırmaya çalışan, Emin Gürses’in bahsettiği Ankara’daki Türk ve Türkiye karşıtı çetedir. Yine de başaramazlar. Türk Milleti’nin gücünü bilmiyorlar çünkü..