• Her ikiside Gürcü • Her ikiside Türklük düşmanı • Her ikiside bulunduğu toplumda kendi iç dünyasını saklamış girdiği toplumlarda türklük ve türkçülüğe açık savaş açmıştır. Üstelik içinde bulunduğu ülkenin tüm olanaklarını kullanarak. • Her ikiside şizofren, sürekli değişik birbiri ile alakası olmayan demeçler vermiştir.
Tayyip Erdoğan, Stalin’in yolunu izliyor
Tarihte Türk milliyetçiliğine ve Türklüğe karşı en kapsamlı savaşı başlatanlar Marksistler olmuştu. Daha ilk aşamada Marks ve Engels, Osmanlı Türk İmparatorluğu’nun çökmesi ve Türkiye’nin paylaşılarak Türklüğün ortadan kaldırılmasına çalışan İngiliz emperyalist politikasının destekçileri olmuşlardı. Sonraki Lenin döneminde Sovyet Rusya, sosyalizm kurma bahanesiyle Türkistan’ı parçalamış, sömürgeleşmişti. Milliyetçi olmak suçlamasıyla Türk devrimcileri ve sosyalistleri tasfiye edilmeye başlanmıştı. Stalin döneminde ise Türklüğe terör yöntemiyle savaş açılmıştı. Stalin Türklüğü ortadan kaldırmaya yemin etmişti. Özellikle II. Dünya Savaşı’nın ardından Kırım,Ahıska Türklerine karşı giriştiği soykırım bugün hâlâ tarihin en kanlı sayfalarından birini oluşturmaktadır. Kırım’ın bütün Türk halkını 1948 senesinde ülkelerinden sürmüştü. Türklerin çoğu aylarca süren yolculuk esnasında trenlerde ölmüştü. Stalin böylece Türklüğü ezmiş oluyordu!
Peki bugün gelinen noktada durum nedir? Evet tarih Stalin’in ayaklar altına alındığını görmüştür gerçekten de ama Kırım Türkleri de tüm dünya Türklüğü de dimdik ayaktadır.
Denediler ama başaramadılar. Binlerce Türk düşmanı geldi geçti şu dünyadan. Hangisinin bırakalım kendisini, kurduğu düzen ayakta kaldı ki? Bugün Stalin’lerin yolundan giderek, Türklüğe savaş açan Tayyip Erdoğan da gün gelecek yıkılıp gidecektir. Bu dünya ona da kalmayacaktır ama Türklük o gün de ilk günkü gibi güçlü bir şekilde yerinde duruyor olacaktır.
Zaman gelir zaman geçer, insanlar gelir insanlar geçer. Türklük ise baki kalır bu dünya yüzünde...
Bu ikisinin pek çok ortak noktası vardır. Biri Kızıl diğeri Yeşil Komunisttir. İkisininde 3 adı vardır. Biri "Joseph Vissarionovich Stalin" Diğeri ise "Recep Tayyip Erdoğan." Irklarıda aynıdır. Recep Tayyip Erdoğan Gürcü kökenlidir. Gürcistan gezisinde yaptığı bir konuşmada "Ben Gürcü'yüm. Ailemiz Rize'ye Batum'dan göç etmiş bir Gürcü ailesi" demiştir. Stalin denilen kansız da Gürcü asıllıdır. Bu iki Gürcü arasında pek çok ortak nokta vardır.
Recep Tayyip Erdoğan Türk adından nefret eden, Türk adını ağzına almamak için sürekli "Türkiye halkı" diyen, Türklüğün bütün değerlerini ortadan kaldırmaya çalışan, başbuğ Atatürk'ün adını silmeye çalışan, Kürtçülük,Ermenicilik ve Arapçılık yapan siyasi parti lideridir ve Türkiye'nin BOŞ bakanıdır. Türkiye'de ben Türk'üm demek Faşitlik olmuştur ve insanlar Türk'üm demeye çekinmektedir.
Stalin ise Sovyet Rusya liderdir. Recep Tayyip Erdoğan gibi o da Gürcü kökenlidir. RTE gibi tam bir Türk düşmanıdır. Hatta bu düşmanlık boyutu o kadar büyüktür ki Sovyet Rusya zamanında bir Türk için ata binmek, at beslemek bile ölümle cezalandırılmaktadır. Sırf bu yüzden 7 milyon at açlıktan ölmüştür. Bu atlarla ilgili belgesel bile yapılmıştır. Binlerce Türk evsiz kalmıştır. Milyonlarca Türk katledilmiştir. Sovyet Rusya zamanında ben Türk'üm demek suç olmuştur. Sırf bu yüzden Türkler'de ki boy adlarını millet adı gibi yansıtılıp, oradaki Türklere Türklük unutturulmaya çalışılmıştır.
Dincilik, komünistlik, halkların kardesligi, sentezcilik. Bunlar Türkleri sadece daha cok bölmeye götürür. Birlik olmanin, özüne dönmenin tek yolu Türkcülüktür. Bütün Türkler tek bir yumruk olarak birleşmeli ve zorluklara göğüs germelidir.