Bu haftanın en önemli gelişmelerinden biriydi. Mehmet Baransu gözaltına alındı. Bilmeyenler olabilir. Bavulcudur. Uydurma oldukları milyon kez kanıtlanan belgeleri savcılığa taşındı, sonra o düzmece belgelerle Türk ordusuna kumpas kuruldu...
Baransu en son Twitter'dan o bavulu çeken ellerinin fotoğrafını paylaşmış... İşkence gördüğüne kanıt olarak... Ben yayınlanan fotoğrafa dikkatle baktım bir şey göremedim. Çizik olsa, Kuddusi Okkır'lar, Berk Erden'ler, Ali Tatar'lar, Olgun Ural'lar öldürülürken arkasından teneke çalan, köşesinden infaz kararları yazan bu ele acıyacaktım. "yapmayın" diyecektim...
Ben göremedim ama Aydınlık'tan Derya Derviş görmüş. İşkenceyi tespit etmiş. Meğer gözaltından önce Baransu'nun bileğinde 6554 kıl varmış, gözaltından sonra 6553 kıl kalmış. İşkencede bir kılını koparmışlar Baransu'nun... Bu nasıl olabilir? Bu ne cüret?
Gerçek bu... Balyoz davası kadar, Ergenekon davası kadar gerçek...
Oturmuş saymış Derya Derviş. Ve sağ olsun sosyal medyadan hepimizi aydınlattı. Bir insan, geçmişte işkenceci bile olsa, gazetecilik yerine infaz memurluğu da yapsa... İşkence görüyorsa Aydınlık ona sahip çıkar...
Buradan sesleniyoruz, o kılı kim koparttıysa hesabı sorulacaktır kardeşim, bir kıl bir kıldır. Hele bu bir de gazeteci kılıysa...
Baransu her fotoğraf çekip yolladığında biz o kılları sayacağız, bir kıl daha eksilirse karışmayız, meydanlara ineriz... Ona göre...
HAFTANIN YILDIZI!
Bana göre bu haftanın yıldızları onlardır. Nasıl da ışıtacaklar memleketi...
İlk sırada Yiğit Bulut var... "İnsan yolsuzluk yapabilir" diyor...
"Bu... Allah ile kul arasında verilecek bir hesapmış..." Ne güzel fetva veriyor...
Başdanışman dediğin böyle olacak...
BULUTLARI TUTAN İPLER!
Şöyle soruyor: "Ateistler hiç düşünmez mi? Bulutlar havada direksiz nasıl duruyor diye?" Bu sorudan hepimiz anlıyoruz ki, bu aşırı zeki hanımefendi bulutların bir direkle değil de yukarıdan iple bağlanmış vaziyette ya da başka bir şekilde durduğunu öğrenmiş. Bu büyük sırra ermiş...
Ve kendisi dışında kalanların da bulutların havada durabilmesi için mutlaka bir direk olması lazım geldiğini ama o direkleri göremeyince bocaladıklarını fark etmiş... Zekâya bak hocam...
Çünkü onun için bir şeyin havada durması ancak bir direkle olabiliyor. Ve bu cahil topluluğu vakıf olduğu sırla aydınlatmaya karar vermiş. Bir de iyiliksever...
"Kardeşim niye bu kadar uzun yazdın" diye sorarsanız, bunlar öyle birkaç kişi değil...
Türkiye istatistik Kurumu tarafından yayınlanan bilgileri esas alarak ve Türkiye nüfusunu 75.000.000 kişi kabul ederek yapılan hesaplamaya göre; Okuma yazma bilmeyen kişi sayısı: 9.625.000 kişi
İlk okulu bitirememiş kişi sayısı: 17.820.000 kişi
İlk okul mezunu kişi sayısı: 24.000.000 kişi
Zorunlu olan ilk öğretim mezunu: 10.200.000 kişi
Toplamı: 61.645.000 kişi çıkıyor.
Yani 75 Milyon nüfusun % 82'si son derece yetersiz eğitim seviyesinde. Bizi kim mi yönetiyor? Bu % 82'nin belirlediği iktidarlar. Geri kalan % 18'in tamamı siyaset bilimci/tarihçi hatta profesör vs. bile olsa, seçim sonucu yine değişmeyecek ve % 82'lik kesime hitap edebilen, dini siyasi amaçla kullanan partiler bizi yönetmeye devam edecek.
Bulutu filan bırakın, bu kafanın bir oyla geleceğinizi belirlediğini düşünün. Ve korkun...
Bİ BİTMEDİNİZ BE!
Mesela onu peygamber gibi gören vardı. Eline dokunduğu için elini yıkamayan...
Bu başka bir tür...
Soru şudur: Bu kadar kolay vazgeçebilen bir adamın gerçekten bir adı var mıdır?
HAFTANIN FERYADI!
"Adı, Şeyh Hassan, Kerkük yakınındaki Tazehurmatu'da yaşayan bir Türkmen. " IŞİD ile Kürtler birlikte hareket ediyor. Kürtler bizim geçişimize izin vermiyor, IŞİD de gelip katliam yapıyor. IŞİD gelince Peşmergeler Erbil'e kaçmamızı engellediler, silahları topladılar. Savaşarak ölmemize bile izin vermediler Oğlumu ensesinden testere ile kestiler. IŞİD'in ABD, İsrail, Türkiye ve Peşmerge var. Biz, başımıza bir şey gelse, Türkiye bize yardım eder diye biliyorduk. Ancak gördük ki, ülkeye sığınmak isteyen Türkmenlere, Türkiye, yalnızca bir aylık turist vizesi vermeyi reva gördü."
TAYYİP'İN GÖNÜLLÜLERİ!
Etienne de La Boétie, Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev'inde şöyle der: "Köylü, esnaf ne kadar kulluklaştırılmış olursa olsun yalnızca kendine söyleneni yerine getirmekle yükümlüdür. Fakat Tiran'a yakın olan diğer kişiler alçaklaşır ve ondan lütuf dilenir. Bunun için sadece onun emirlerini yerine getirmekle kalmazlar, onun ne istediğini düşünmeleri gerekir onu hoşnut etmeleri ve kendi düşüncelerini ona göre değiştirmeleri gerekir..."
Ve Tayyip Erdoğan şöyle dedi: "Benim için çıktı bir tanesi Gürcüdür dedi; hatta çok daha çirkin şeyler söyleyenler oldu Ermeni dedi, ben Türk'üm".
Ve Etyen Mahcupyan, bundan sadece birkaç gün önce Yahudileri, "Sözcü okuyup, Tayyip Erdoğan'a karşı çirkinleme yapmakla" suçluyordu (Akşam, 3 Ağustos). Çünkü Tayyip Erdoğan'a verilen Yahudi cesaret ödülünü geri istemişlerdi.
Ve Yeni Şafak gazetesinden Markar Esayan "Günahı Olmayan ilk taşı Atsın" başlıklı yazısında şöyle diyordu: "Beni ürküten asıl sorun ise, Başbakan'ın bu sözleri sonrasında kendisine solcu, cemaatçi, çağdaş, laik diyenlerin sosyal medyadaki ırkçı tavrıydı. 12 yıldır AK Parti'yi destek veren bir Türkiyeli olarak bu pazar da Yeni Türkiye için Erdoğan'a oy vereceğim..."(7 Ağustos)
Ve Etienne de La Boétie şöyle diyor: "İnsanlar bir kere kulluklaşmaya görsün, özgürlüğü öylesine unutuyor ki, artık yeniden uyanıp özgürlüğünü ele geçirmesi olanaksız oluyor..."
Ve Oktay Yıldırım diyor ki, iyi bakın bu adamlara, yarın Tayyip iktidardan düştüğünde yeni iktidarla birlikte Tayyip Erdoğan'a en ağır sözleri yine bunlar söyleyecek. Çünkü kulluk bir kez insanın içine sinmeye görsün, tanrısını değiştirir, kulluğundan vazgeçmez...
ŞAMİL TAYYAR HAKLIDIR!
MHP milletvekili Sinan Oğan, IŞİD tarafından katledilen Türkmenler ve bu katliamda AKP'nin sorumluluğu hakkında konuşmaya başlayınca, 60 kadar AKP'li vekilin saldırısına uğradı. Yaralandı.
AKP milletvekili Şamil Tayyar, twitter üzerinden Sinan Oğan'ın acilen kuduz aşısı olması gerektiğini yazdı.
Haklıdır Şamil Tayyar...
Kuduz aşısı, kuduz köpekler ya da kuduz olduğundan şüphelenilen vahşi hayvanlar tarafından ısırılanlara yapılıyor.
VE ZEKERİYA ÖZ MAGAZİNDE!
Savcı Zekeriya Öz Bolu'ya düz savcı olduktan sonra alemlere akmaya da başladı. Bir mekânda CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan ile otururken gazetecilerin fotoğrafını çekmesine sinirlendi. Zekeriya Öz ayağa kalkarak gazetecinin üzerine bile yürüdü.
Magazin programlarında sıkça yayınlanan gazeteci-ünlü kavgalarına benzeyen olayda en dikkat çekici yan ise, bir zamanların kudretli savcısının bütün gayretine rağmen gazeteciyi korkutamaması ve çektiği fotoğrafları alamaması oldu...
İMANIN ŞARTI TAYYİP!
A Haber'de yayınlanan Mehmet Ali Önel'in sunduğu Deşifre programına konuk olan Kadir Mısıroğlu, aklın, vicdanın ve dinin kabul etmeyeceği bir fetva verdi...
Mısıroğlu, "Tayyip Bey için bunların bütün iddialarını doğru kabul ediyorum bir an için... Oğlu şöyle demiş Halkbank böyle olmuş hepsi doğru kabul. (...)Bir adam bu iddiaları kabul etse bile o Müslümansa bu İslami kaideye göre gene Tayyip Bey'e oy vermeye mecburdur. İman bunu emreder İslam bunu emreder hiç kurtuluşu yok. Çünkü bir tarafta küfür var küfür."(7 Ağustos)
Programı izleyenler, "bunlar hangi dine inanıyor" diye sordu mu bilmiyorum ama şunu biliyorum, buna inanan hatta korkan çok insan olacak...