Toplulukları millet yapan ortak değer ve kıymet hükümleridir. Değer ve ülkelerde ayrılığa düşmüş topluluklara millet denmez ve bir arada yaşayamaz. İşte Valonlar ve Flamanlar diye ayrışan Belçika örneği ortada! Maalesef Türkiye AKP ile beraber hızla Belçikalılaşmanın bile ötesinde bile Yugoslavyalılaşma yolundadır. Toplumu ayrıştırma adına başlatılan operasyonlar devam ediyor. Düne kadar ortak olan değerler şimdi kavga gerekçesi Dağılan imparatorluktan yaratılan Türk Milleti üst kimliğine karşı sürdürülen hücumlardan tutun kahramanlıklarına yapılan aşağılamalarına kadar adeta milliliğe ve millet kavramına açık bir taarruz var. Peki bu yapılanla amaç ne midir?
Evet Türk Milletinden Tayyip ümmetine geçiş sürecindeyiz! NOT: Özelleştirme Başkanı aradı ve Ankara’da karne ile gaz dağıtımında sorumluluğun (Sahibi Tayyip’in imam arkadaşı olan) ilgili firmaya ait olduğunu açıkladı.
***
CHP’de strateji belirlemek Ayaydın’a kaldıysa !
Duydunuz mu Aydın Ayaydın Kemal Kılıçdaroğlu’nun strateji ve medya başdanışmanı oldu! Peki kimdir Aydın Ayaydın? 1989 ANAP’ın Küçükçekmece Belediye Başkan adayı. Sonrasında ANAP’ın sadık bürokratı. 1995′de DYP’nin İstanbul milletvekili adayı. 1999′da ANAP’ın İstanbul listesinde. 2011 seçimlerinde ise CHP’den mebus! Ve bu isim şimdi CHP’nin stratejilerini belirleyecek! Koskoca CHP’ye strateji belirlemek Aydın Ayaydın’a kaldıysa söyleyin bu parti Tayyip’i alaşağı edebilir mi?
***
Balyoz, milleti ümmete dönüştürme operasyonudur !
Yaşar Büyükanıt’ın muhtıra vermesi gibi olan örtülü müdahalelere madalya takanların, teşebbüs adına zerre adımın atılmadığı yani eylemin olmadığı Balyoz’a darbe demesi komikliktir. Evet Balyoz darbe davası değil Türkiye’yi milletten ümmete dönüştürme operasyonudur. Balyoz ve Ergenekon operasyon korkutmaları ile TSK sindirilmiştir. Aynı şekilde medya ile iş dünyası teslim alınmış ve rejimin direnç merkezleri çökertilmiştir. Fotoğraf net Balyoz ile Ergenekon, Cumhuriyet’ten rövanş için rejimi dönüştürme adına hayata geçirilen bir tertiptir. Sahi Balyoz’a darbe diye hükmeden yargı sistemimiz Büyükanıt muhtırayı ben verdim demesine rağmen neden harekete geçmedi? Nemrut Mustafa Divanı misali bugünün yargısı da işgal hukukunu uygulamıştır.
***
Çankaya’ya 39 aday !
Evet Ankara Çankaya’dan söz ediyorum. CHP’nin odunu koysa seçtirebileceği yani kazanması yüzde yüz kesin olan bu merkeze tamı tamamına 39 aday adayı var ki bunların 28′i resmen müracaat etti. Diğerleri ise görüştükleri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan davet bekliyor. Buna mukabil CHP’nin güçsüz olduğu Ankara Keçiören’de ise parti aday sıkıntısı yaşıyor yani ciddi bir talep yok. Bu tablonun okuması ne midir? Bazılarını tenzih ederim ama o aday adaylarının pek çoğu mama derdinde yani Çankaya’ya başkan olursam malı götürürüm hesabında zira tersi yani topluma ve partiye hizmet hedeflenseydi Keçiören için kollar sıvanırdı. Bakın CHP’nin güçsüz olduğu merkezler olan İstanbul Fatih’te Yusuf Günaydın’ın, Eyüp’te Ferzan Özer’in ve Silifke’de Avukat Ebru Çalışkan’ın kolları sıvayıp ahaliyle bütünleşmesi ve göreve talip olması ne kadar saygı değerse Çankaya’ya da hazır konmayı istemek o kadar ayıptır.
***
Türklüğe yasağı dekolte ile örtmek !
1) Hüseyin Çelik’in TV’de böyle dekolte olmaz beyanı sürç-ü lisan değildir. 2) Çelik’in amacı o ifadelerle muhafazakar tabanı konsolide etmektir. 3) Son olarak türbanın serbest kalması ile istismar edebilecekleri argümanları bir bir yitiren ve Türklüğün yasaklanması ile özel okullarda kürtçe eğitim konularında vurgun yiyen AKP dekolteye tavır gibi muhafazakar seçmen tabanına hoş gelecek söylemlerle durumu kurtarmaya çalışıyor. 4) Önümüzdeki günlerde inanç bağlamında yeni istismarlar eşiktedir zira AKP’nin bu seçimdeki temel malzemesinin yine din bezirganlığı olacağı ortadadır. 5) AKP bu süreçte dış imajı umursamıyor zira o çevrelerle kaleminin kırıldığını görüyor ve Türkiye’nin yüzde 50′si arkamda pozisyonuna oynuyor.