Söze başlarken 'Batı' kavramına açıklık getirmek istiyoruz . Bu gün siyasi anlamda 'Batı' dediğimizde genelde Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gelmektedir.Rusya'nın coğrafi olarak Avrupa kıtasının yarısını kaplasa da hala siyasi,iktisadi ve askeri anlamda 'Batı' diye adlandırdığımız yapılanmada yer almadığını görmekteyiz.
'Batı' kavramını bu şekilde belirlemeye çalıştıktan sonra Türkiye,Suriye ve İran üçgeni diye adladırdığımız coğrafyanın Batı ile temasının tarihçesini hep birlikte hatırlayalım.
Batı Yunanlıları Medeniyetinin beşiği kabul etmektedir.Bunun için de
daha o zamanlardan,o zaman Persia diye adlandırlıan İranla munakaşaları her zaman ölüm-kalım micadelesi şeklinde olmuştur.
Büyük Iskenderin kurduğu 'Devlet' yine genel hatlarıyla coğrafi olarak ayni ülkeleri kapsamaktadır.
Haçlı seferlerinin hedefi de hep bu topraklar olmuştur ki Fatih'in İstanbulu alışıyla birlikte Batı bu bölgeden 20 yüzyıla kadar uzaklaştırılmıştır.
19 yüzyılın sonları ve 20 yüzyılın başlarında petrolün sanayide ve genel olarak ekonomide önemi ortaya çıkmasıyla birlikte Batı bölgeye iştahını ciddi olarak ortaya koymuş ve faliyetlerini yoğunlaştırmıştır.
Netice itibariyle Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir devlet olarak kurulduğunda Suriye Fransız egemenliği altında , İran ise yoğun İngiliz etkisi altında varlığını sürdürmektedir.
Çalışmamızın ana bölümünde de 20 yuzyılın başlarında Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurulmasıyla bölgede ortaya çıkan yeni siyasi dengelerin ve bunun bu günkü durumunu değerlendirmeye çalışacağız.
Çalışmamızın devamında buluşmak üzere
Saygılarla: TurkCom.Com